ikinci derecede

Turkish-English Translation

  1. second
  2. minor
  3. collateral
  4. inferior
  5. no great shakes
  6. of second rank
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ikinci derecede alacaklı
junior creditor
ikinci derecede borç
secondary obligation
ikinci derecede borçlu
accessory obliger
ikinci derecede borçlu
secondarily liable
ikinci derecede delil
minor fact
ikinci derecede fakat önemli bir iş yapan kimse
cog
ikinci derecede fiili tecavüz
assault in the second degree
ikinci derecede hisse senet dileri
(US) junior issue stock Noun
ikinci derecede hisse senetleri
(US) junior issue stocks Noun
ikinci derecede icra
junior execution
ikinci derecede ipotek
second mortgage
ikinci derecede ipotek
junior mortgage
ikinci derecede ipotek gibi
junior encumbrance
ikinci derecede kanıt
circumstantial evidence
ikinci derecede kullanım hakkı
secondary use
ikinci derecede memur
subordinate officer
ikinci derecede olan
secondary
ikinci derecede olan
second fiddle
ikinci derecede olma
second fiddle
ikinci derecede olmak
to play the second fiddle Verb
ikinci derecede önemi olan
circumstantial
ikinci derecede önemi olmak
to be of secondary importance Verb
ikinci derecede önemli
of secondary importance
ikinci derecede önemli hisse senet dileri
(US) new stocks Noun
ikinci derecede önemli hisse senetleri
(US) new stocks Noun
ikinci derecede önemli olan evraka basılan kral mührü
privy seal
ikinci derecede önemli olan şey
matter of secondary importance
ikinci derecede önemli olan şey
secondary cause
ikinci derecede önemli olan sorun
secondary consideration
ikinci derecede önemli olmak
to be of secondary importance Verb
ikinci derecede önemli şey
secondary cause
ikinci derecede önemli sorun
side issue
ikinci derecede rehin hakkı
junior lien
ikinci derecede rol
underpart
ikinci derecede rol
supporting part
ikinci derecede rol oynamak
to play the second fiddle Verb
ikinci derecede rol oynayan kimse
minor character
ikinci derecede sorumluluk
secondary liability
ikinci derecede sorumluluk (kefil sorumluluğu
secondary liability
ikinci derecede suç ortağı
accessory
ikinci derecede teminat
junior lien
ikinci derecede teminatlı hisse senetleri
junior stocks Noun
ikinci derecede teminatlı tahvil
junior bonds
ikinci derecede teminatlı tahvil
junior lien bond
ikinci derecede tercihli hisse senetleri
second preferred stocks Noun
ikinci derecede yanık
second-degree burn Noun, Medicine
ikinci derecede yönetici
junior executive
bir borca kefalet eden ikinci derecede borçlu
secondary debtor
borca kefalet eden ikinci derecede borçlu
secondary debtor
fakat ikinci derecede taahhüt altına girme
collateral promise
maaş ikinci derecede önemli bir sorun
salary a secondary consideration
sorumlu olmayan ikinci derecede ortak
subordinate partner
talep ve ipotekle ilgili olarak ikinci derecede hak
junior
yönetici mevkiindeki ikinci derecede personel
managerial subordinate
Turkish-English phrases from Zargan's own database